Size kanserden korunma ile ilgili güncel bilgileri paylaşmak istiyorum. Kanserden korunmayı iki başlık altında değerlendiriyoruz;
Birincil korunma; kansere yol açan sebeplerden kaçınma anlamına geliyor ki bunlar arasında sigara, alkol, mesleki maruziyet, radyasyon, kilolu olma gibi değiştirebileceğimiz faktörler var.
İkincil korunma ile ise kanserin erken dönemde saptanması için yapılabilecek tetkikleri kastediyoruz.
Birincil korunma yöntemleri arasında en önemli tedbir sigaradan uzak durmak, çünkü sigaranın 12 tip kansere yol açtığı, Dünya’daki tüm kanser ölümlerinin %25’inin sigaraya bağlı olduğu ve sigaranın kanserden korunmak için sakınılabilecek 1 numaralı risk faktörü olduğu biliniyor. Yanımızda sigara içen kişilerden gelecek sigara dumanı maruziyeti ve tütün çiğneme gibi aktivitelerin de kanser oluşumunu artırabileceği biliniyor. Elektronik sigara olarak bilinen dumansız sigara ürünleri de dolaylı olarak tehlikelidir. Genel olarak sigara içenlerin içmeyenlere kıyasla akciğer kanseri geliştirme ihtimali de 22 kat daha fazladır. Hava kirliliğinin de her sene 223.000 akciğer kanseri ölümüne sebep olduğu düşünülmektedir.
İkinci önemli faktör olarak alkolü sayılabilir. Her sene Dünya’da 750.000 kişi alkole bağlı sebeplerle kansere yakalanıyor. Alkol; ağız, yutak, solunum borusu (bronş), yutma borusu (özofagus), karaciğer, pankreas, kalın bağırsak ve meme kanserine yol açmakta. Eğer sigara ve alkolü beraber kullanılırsa ağız, yutak, solunum ve yutma borusu kanserine yakalanma ihtimaliniz 5 kat artmaktadır. Eğer alkol bağımlı seviyesinde kullanılıyorsa risk 30 kata kadar yükselmektedir. Alkolün en uygun miktarı sıfır ya da sıfıra en yakın olan miktardır.
Üçüncü risk kilolu olmaktır. Vücut yüzey indeksinin 25’in üzerinde olması kilolu olmak, 30’un üzerinde olması şişmanlık olarak değerlendiriliyor ve bunun da yutma borusu, meme, rahim ve kalın bağırsak kanserine yol açacağı biliniyor. Fiziksel aktivitemizi artırmak ve düşük kalorili gıdalarla beslenmek bu risk faktörünü azaltmak için önem taşıyor. Raf ömrü uzun olan gıdalar yerine taze sebze ve meyvelerin mevsiminde tüketilmesi de önemlidir.
Dördüncü alabileceğimiz önlem fiziksel hareket. Düzenli fiziksel aktivite ile kilomuzu daha ideal bir düzeyde tutabiliriz. Fiziksel aktivite sayesinde ayrıca hormon seviyelerimiz ve bağışıklık sistemimiz de daha düzenli ve güçlü olacaktır. Bunu sağlamak için yaş ve fiziksel durumumuza uygun kolaylık sağlayan egzersiz programları olan telefon aplikasyonları da var.
Beşinci önlem özel bazı enfeksiyonlardan kaçınmaktır. Bildiğimiz kadarıyla Dünya’daki kanserlerin %15’i enfeksiyonlara bağlıdır ve bunlar da özellikle düşük ve orta gelir düzeyindeki ülkelerde olmaktadır. Bu enfeksiyonların başlıcaları karaciğer kanserine yol açan hepatit enfeksiyonu, rahim ağzı kanserine yol açan papilloma virüs enfeksiyonu, geniz kanserine yol açan epstein barr virüsü enfeksiyonu ve mide kanserine yol açan helikobakter pylori vardır. Bu hastalıklardan sakınmak için genel ve cinsel temizlik kurallarına uymak dışında hepatit ve papilloma aşılarının yapılması da uygundur.
Altıncı faktör olarak radyasyon, çevresel ve mesleki kansere yol açan maddelere maruz kalma sayılabilir. Bunlardan radyasyona maruz kalma çoğunlukla güneşlenmekle olmaktadır. Solaryum yatakları da güneş ışınına maruz kalmaya benzer risk içerirler. Mesleki maruz kalmalar arasında en başta bilinen akciğer kanseri zarına yol açan asbesttir. Ama bunun dışında bazı yapıştırıcıların da kan kanserine yol açtığını biliniyor.
İkincil koruma yöntemleri olarak 15 yaşından sonra her kadının senede bir kez jinekolojik kontrolden geçmesi, 40 yaşından sonra mamografi ve meme ultrasonu baktırması sayılabilir. 50 yaşından sonra (yüksek riskli ise 45 yaş sonrası) her erkek PSA takibi yaptırmalıdır. Ayrıca 45 yaşından sonra her iki cinsiyet içinde kolonoskopi kontrolü başlamalıdır. Bunlara ek olarak 65 yaş üstü kadınlarda kemik yoğunluğu takibi de önemlidir.
Son olarak yıllık doktor kontrolü her sağlıklı birey için ihmal edilmemelidir.