Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Yavuz Anacak, 4 Şubat Dünya Kanser Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, her yıl dünyada 18 milyon kişiye kanser tanısı konulduğunu ve 10 milyona yakın kişinin kanser nedeniyle yaşamını kaybettiğini ifade etti. Kanserin tüm ölüm nedenleri arasında kardiyovasküler hastalıklara bağlı ölümlerin ardından ikinci sırada yer aldığına değinen Anacak, “Dünyada kanserin tarama, tanı ve tedavisi için harcanan bütçenin yıllık 1.16 trilyon dolar olduğu hesaplanmaktadır. Kanserin önlenmesi, tanısı ve tedavisi için ayrılan kaynaklar iyi kullanılırsa her yıl 3.7 milyon ölümün önüne geçilebilir. Türkiye’de ise her yıl yaklaşık 210 bin kişiye kanser tanısı konuluyor. Ortalama 116 bin kişi kanser nedeniyle yaşamını yitiriyor” dedi. Bu yıl Dünya Kanser Günü’nün Kovid-19 pandemisinin gölgesinde geçirildiğini hatırlatan Anacak, Kovid-19’un kanser hastalarını toplumun diğer kesim- lerinden daha fazla etkilediğinin de altını çizerek şunları söyledi: “Kovid-19 ile bulaşma şanssızlığını yaşayan hastalar bir yandan kanser ile mücadele ederken öte yandan Kovid-19’u atlatmaya çalışıyorlar. Kanserin yol açtığı genel düşkünlük hali ve bağışıklığın zayıflaması, ağır cerrahi operasyonlar, radyoterapi ve kemoterapi süreçleri de Kovid-19 tanısı almış kanser hastalarını zorlamaktadır. Kanser hastalarında Kovid-19’a bağlı ölüm oranları diğer tüm gruplardan daha yüksektir. Kovid-19 için en yüksek riskli grupta olan kanser hastalarının aşılama takviminde öncelikli olması zorunludur. Kanser hastalarına aşılama takviminde öncelik verilmesi çağrımızı yineliyoruz.”
KANSER HASTALARI EN RİSKLİ GRUPTA
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği (TTOD) Başkanı Prof. Dr. Serdar Turhal da “Kanser hastaları hem Kovid-19 bulaşması hem de Kovid-19’a bağlı ölüm riski açısından en riskli grupta bulunmaktadır. Aşılama takviminde kanser hastaları mutlaka öncelikli grup içinde olmalıdır. Evre ile ilgili bir kısıtlama da yoktur, her evrede bu aşılar yapılabilmektedir. Kronik hastalıkları ve çeşitli sağlık problemleri olan pek çok birey, hastaneye gittiğinde koronavirüse yakalanabileceği endişesiyle evde kalmaya devam ederek sorunu ertelemeye çalışmaktadır. Virüsten korunmak isterken, özellikle kanser gibi erken tanının çok önemli olduğu hastalıklarda geç kalınması ve tanı sonrası tedavi süreçlerinin aksatılması da hayati risklere yol açabilmektedir” diye konuştu.
Kaynak: Sabah